"İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar."
Geçtiğimiz günlerde içerisinde İslami cemaat ve kuruluş temsilcilerinin, akademisyenlerin, avukatların, yazarların ve yayıncıların bulunduğu gezi ve diyalog gurubu Tunus’a bir ziyaret gerçekleştirdi.
Emperyalist zihnin ürünü olan Ulus devlet anlayışı, Ümmet bilincinin yerine model olarak dayatıldığı andan itibaren insanlar rahat yüzü görmedi. Sınırları cetvellerle çizilerek oluşturulmuş bu ülkelerin insanları başlarındaki diktatörlerin zulümleriyle yaşamaya, onlara katlanmaya adeta mahkûm bir haldeydiler.
Irak’ta Amerika’nın işgali sonrasında kurulan kukla hükümetler istikrarsızlık ve kargaşadan başka bir şey getirmemiş, aksine mezhepsel öfkeyi ve etnik ayrışmayı hızlandıran bir noktaya taşımıştır.
Farklı etnik ve dini unsurlara birleştirici, kuşatıcı bir bakışla yaklaşan İslam’ın, rahmet olan bu anlayışının tarih sahnesinden silinmesi, “baskın olan egemenler” ve “ötekiler” ayrışmasını doğurmuştur. Artık boruyu elinde tutan toplumu biçimlendirmekte, diğerleri ise onun lütfettiği, müsaade ettiği kadarıyla idare eder hale gelmiştir. Azınlık olarak tanımladığımız ötekiler yok sayılmakta, dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
Takvimler, işlerimizi, çalışmalarımızı programlamamızı sağlar. Aynı zamanda her geçen süre, kişinin durumuna göre kaybedilen, boşa geçen bir yıl veya geleceğe umut taşıyan bir zaman süreci olarak değerlendirilir.
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.” (66/Tahrim 6)
Amerika Birleşik Devletlerinde yine bir okul katliamı gündemin ilk sırasına oturdu. Connecticut eyaletinin Newtown kentindeki Sandy ilkokuluna, 20 yaşındaki bir genç tarafından düzenlenen saldırı 18’i anaokulu öğrencisi çocuk, 27 kişinin ölümüyle sonuçlandı. 5-10 yaşlarındaki çocukların üzerine 100’ü aşkın kurşun boşaltan saldırgan genç son kurşunu kendisine sıkarak hayatına son verdi.
İnsanlara sorumluluk yükleyen mesajın sahipleri, hak ettikleri ilgiyi genelde bulamıyor. Hâk olan mesajın kendisine gösterilmesi gereken itibar, zihin konforunu sarsmayan, sembollere indirgenmiş söylemlerin sahiplerine yönleniyor. İşiteceği hakikatlerin kendisinde zorunlu bir değişime sebep olacağını fark edenler, Kur’an merkezli davetlerden kaçarak aklını kiraya vermeyi tercih ediyor.
Filistin İslâmi Deniş Hareketi HAMAS, kuruluşunun 25. Yılını coşkuyla kutladı. Uzun soluklu siyasi hareketlerin çizdikleri zikzaklarla gözden çabucak düştüğü günümüz siyasi arenasında HAMAS’ı halen yüzbinler destekliyor ve varlıklarını feda etmeye hazır duruyorlarsa, bunu sağlayan sebeplerin iyice düşünülmesi gerekir.