Oca
30
Gönderen: admin, Haber, Ocak-30-2011

Mısır Halkının firavun Hüsnü Mübarek rejimine karşı başlattığı intifada ile dayanışma amacıyla Mısır konsolosluğuna bir yürüyüş düzenlendi.

Kardeşlik Platformu tarafından düzenlenen ve Özgür-Der’in de katılarak destek verdiği yürüyüş 4 Levent Metrosu’nda başladı. Eylemin sunumunu Nureddin Şirin yaptı.

Mısır Konsolosluğu’nun önüne kadar süren yürüyüşte tekbirler getirilip “Firavun Mübarek Hesap Verecek” “Hüsnü Mübarek Sonun Gelecek” “İhvana Benna’ya Direnişe Bir Selam” “İstanbul’dan Mısır’a Direnişe Bin Selam” “Tunus’ta, Mısır’da, Yemen’de İntifada Her Yerde” “Mısır Diktası İsrail’in Kuklası”“Şehidlerin Kanı Mübarek’i Boğacak” sloganları atıldı.

Üzerinde “Ortadoğu Direniyor Firavunlar Yıkılıyor” “Yaşasın Mısır İntifadası Kahrolsun Mübarek Diktası” “Zulmedenler Yakında Nasıl Bir İnkılabla Devrileceklerini Bileceklerdir” “Diktatörlük ve Zulme Karşı Mısır Halkının ve Dİreniyin Yanındayız” yazılı pankartların taşındığı yürüyüş sonunda araştırmacı-yazar Hamza Er ve Mazlumder Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar birer konuşma yaptılar.

Hamza Er konuşmasında şu hatırlatmalarda bulundu: “Emperyalist ülkeler bu isyanları renkli devrimlere dönüştürüp ABD yanlısı rejimlere-demokrasilere dönüştürebilme konusunda oldukça maharetlidirler… Bizlere esas şimdi çok ama çok iş düşmektedir. Toplumların dönüşmesinin, insanların özündeki dönüştürebilme, değiştirebilme konusundaki çabalarla orantılı olduğu Allah’ın bir yasasıdır. Bu sebeple Diktatör toplumların alternatifinin, Liberal toplumlar olmadığını, İnsanların tek umudunun, beklediğinin, aç olduğu hakikatin İSLAM olduğunu unutmamalı, bu davanın erleri olarak toplumu ıslah edebilme sorumluluğumuza şimdi daha fazla sahip çıkmalıyız. İslam coğrafyasındaki Müslüman hareketlerle iletişim halinde olmalı, karşılıklı tecrübeleri paylaşmalı, bu rahat ve serbest ortamı lehimize çevirecek projeler geliştirmeliyiz. Yoksa selin önüne katıp savurduğu çer çöp gibi, Demokratik, liberal akıntının birer parçası olup, bir 30 yıl daha kaybedebiliriz.”

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kitlesel basın açıklaması eyleminde Hüsnü Mübarek’in bir kuklası da ateşe verildi.

Son olarak Grup Yürüyüş‘ün “Özgürlük Türküsü” marşını söylediği eylem, yapılan dualar ile sona erdi.

Foto: Haksözhaber

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Mısır Halkının Özgürlük Mücadelesi Onurumuzdur

Sırtını Amerika’ya dayayarak zulüm üzerine kurulu iktidarını sürdürmeye çalışan, Filistin işgalcisi siyonist rejime güvenlik bekçiliği yapıp Gazze’ye ambargo uygulayan Diktatör Hüsnü Mübarek, kahraman Mısır halkının intifadası ile tarihin çöplüğüne atılmanın eşiğinde.

Firavun Hüsnü Mübarek’in bu akibeti aslında tarihin tüm tağut ve zorbalarının kaçınılmaz akibetidir. Kendilerini yeryüzünün ilahı sanıp böbürlenen, halklara zulmedip hak ve özgürlüklerini gasp eden, başvurduğu insanlık dışı yöntem ve baskılarla insanları yıldırıp kendisine köleleştireceğini sanan bütün zorbalar hep yıkılmaya mahkum olmuştur; zira bu, Rabbimizin bir sünneti, mazlum, mahrum ve mustazaf halklara bir vaadidir.

Geçmişteki Firavunların akibeti nasıl olmuşsa, bugünün firavunları da şimdi aynı akibetle karşı karşıyadır. Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrasında, İslam dünyasının emperyalistler tarafından işgal edilip kukla rejimlerin kurulmasıyla, Müslüman halklar tarihin en ağır zulüm ve ihanetleriyle karşılaştılar; inançlarına, değerlerine, emeklerine, kutsallarına, onurlarına yapılan saldırıların sonu gelmedi.

İşbirlikçi rejimlerin başlıca özelliği, emperyalizm ve siyonizmin çıkarlarının bekçiliğini yapmak, onların ileri karakolu olmak, halkların özgürlüklerini gasp edip seslerini kısmak, emeklerini, kaynaklarını, servetlerini yağlamak, ülkeyi fesat ve ahlaksızlığa sürüklemek, İslami hükümlere ve Müslüman halkın İslami kimliğine saldırmak olmuştur.

Tunus halkının görkemli bir devrimle Diktatör Zeynelabidin bin Ali’yi tarihin çöplüğüne atması, bu makus dönemin halkların özgürlüğü yönünde değişmesinde tarihi bir adım olduğu gibi, bu devrim ateşi bugün Mısır’da tutuşmuş ve bütün Ortadoğu’yu sarsan bir devrim dalgasına dönüşmüştür.

Halkın öfkesi, özgürlük ve adalet feryadları ile sarsılan Firavun Hüsnü Mübarek, ayakta kalabilmek için son çare olarak orduyu harekete geçirip tanklarını halkın üzerine sürmüşse de, intifada ateşini söndürememiş, bilakis bu ateşin daha güçlü bir şekilde yanmasına, “diktatöre ölüm!” sloganlarının bütün Mısır’da daha şiddetli bir şekilde yankılanmasına yol açmıştır.

Mısır halkı bütün bölgedeki taşları yerinden oynatacak bir zaferin eşiğindedir; firavun düzeni artık son anlarını yaşamaktadır, özgürlük ve adalet için ayağa kalkan Müslüman Mısır halkı gösterdiği cesaret, ortaya koyduğu kararlılık ve verdiği kurbanlarla firavun putunu İbrahimce kırmanın destanını yazmaktadır.

Biz Türkiyeli Müslümanlar olarak, başta İhvan-ı Müslimin olmak üzere, zulüm ve zorbalığa, ihanet ve alçaklığa karşı tarihin onur dolu intifadasını başlatan bütün Mısır halkına selamlarımızı sunuyor, onların bu kutlu direnişleri ile dayanışma içinde olduğumuzu, bütün yeryüzünde hak ve adaletin hakim olup tevhid sancağının dalgalanacağı günlere kadar bütün firavun düzenleri karşısında ayakta duracağımızı ilan ediyoruz.

“Zulmedenler yakında nasıl bir inkılabla sarsılıp devrileceklerini bileceklerdir” (Şuara Süresi Ayet 227)

Yaşasın Mısır halkının özgürlük ve adalet mücadelesi,

Yaşasın evrensel ümmet dayanışması

Yaşasın İslami direnişimiz


Comments are closed.